Manyas Ovası Sulama Birliği Başkanı Erdem Biçer, 25 yıldır ülkemizde tarımsal üretimin en önemli girdisi olan suyun yönetiminin katılımcı yönetim modeliyle ağırlıklı olarak Sulama Birlikleri tarafından sağlandığını söyledi. Biçer, yapılacak kanun değişikliği ile su yönetiminin Sulama Birlik’lerinin elinden alınmasının çiftçinin aleyhine olacağını öne sürdü. Ülke genelinde 378 Sulama Birliği’nin bulunduğunu açıklayan Biçer, Sulama Birlik’lerinin yaptıkları sulama faaliyetleriyle kırsal bölgede yaklaşık 7 milyon 250 kişinin rızkını temin etmesine katkıda bulunduğunu dile getirdi. Biçer, ülkemizde toplam 378 adet Sulama Birliği’nin bulunduğunu bunun yaklaşık yüzde 20’sinin pompaj geriye kalan yüzde 80’inin cazibeli sulama yaptığını söyledi.
-378 Sulama Birliğinden sadece 25 başarısız
Biçer “Pompajlı sulama yapan Birliklerde enerji bedelinin yüksekliği terfi ettirilen suların açık ve ekonomik ömrünü tamamlamış tesisler ile dağıtılması, fazla enerji sarf eden pompaların oluşu pompajlı sulama yapan birliklerin kuruluşundan itibaren bu sorunlarının oluşmasına, bölge çiftçilerinin ve yöneticilerinin de doğal olarak bu sorunları gündeme getirmeleri kamuoyunda tüm Sulama Birliklerin sorunlu olduğu gibi yanlış bir algıya sebep olmuştur. Sulama Birlikleri genel bütçeden pay almamaktadır. DSİ’nin 2016 yılında yapmış olduğu Sulama Birlikleri İdari ve Teknik Denetim raporlarında Sulama Birliklerinin başarılı oldukları imza altına alınmıştır. Bu resmi raporda değerlendirmeye tabi tutulan 378 Sulama Birliği’nden 19 adeti çok başarılı, 109 adeti başarılı, 225 adeti iyi ve sadece 25 adeti başarısız olduğu belirtilmiştir. Burada başarısız olarak değerlendirilen birliklerin oranı yüzde 7’dir” dedi.
-Sulama oranları DSİ’nin üzerinde
Yapılan denetlemeler ve devamında yapılan izleme çalışmalarında sulama birliklerinin kurumsal kapasitelerinde ve performanslarında önemli gelişmelerin kaydedildiğini vurgulayan Biçer “Sulama Birliklerince işletilen sahada toplam sulama oranı 2016 yılında yüzde 68 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranın DSİ’ce işletmeye açılan tüm sulama sahasında ortalama yüzde 65 civarında olduğu dikkate alındığında sulama birliklerinin görev sahasındaki sulama oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu açıkça görülecektir. Söz konusu oranlar kooperatiflerce işletilen sahalarda yüzde 49, belediyelerce işletilen sahalarda yüzde 43, köy tüzel kişiliklerince işletilen sahalarda ise yüzde 41’dir” şeklinde konuştu.
-Yeni arayış değil sistemde köklü reformlar yapılmalı
Biçer devamında şunları söyledi “Genel bütçeden pay almayan, kår amacı olmayıp denk bütçe esasına göre gelir, gider dengesi kuran, seçilen yöneticileri tamamen su kullanıcısı, üreticilerinden oluşan çalışanları yine kendi bölgelerinden olan Sulama Birlikleri oluşturdukları makine-ekipman parkı, edindikleri tecrübe ile Katılımcı Sulama Yönetimi modelinin olabilecek en iyi örneklerindendir. Tesislerin sahiplenilmesi, korunması ve bölge çiftçisine faydalı olması sürdürülebilir tarım açısından çok önemlidir. Küresel ısınmanın etkisiyle kuraklığın kendini her geçen yıl daha fazla hissettirmeye başladığı bu dönemde, ülkemizin büyük bir kısmında sulama sezonunun da başlamasıyla sulama yönetimi ile ilgili yeni bir arayış değil; mevcut sistemde köklü reformlar ve düzenlemeler yapılmasının ülkemiz tarımı ve üreticiler açısından daha önemli ve önceliklidir”