“Taktık geri vitese fren tutmuyor”

Susurluk Ziraat Odası Başkanı Özkan Gürkök, Esnaf ve Sanatkârlar Odası Aydın Said, Ticaret Odası Başkanı İlker Kurt, Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sefer Göçer, Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Çapraz, Madeni İşler Odası Başkanı Kemal Şen, Çiftçi Malları Koruma Başkanı Halil Demirel, Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Ahmet Şora, Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı Muhsin Karakılıç yayınladıkları ortak deklarasyonda hükümetin tarım ve hayvancılık politikalarını eleştirdi.

-Pervasızca planıma yapılmadan ithalat yapılıyor
“Taktık geri vitese fren tutmuyor” başlığında yayınlanan deklarasyonda “Şu anki kırmızı et maliyeti 35 TL, olup geçen sene kilogramı 30 TL’ye kesilirken şu anda 28 TL’ye düşmüştür. Bu geriye gidiş daha da ilerleyerek kötüleşmektedir. Bunun nedeni dışarıdan pervasızca planlama ve hesaplama yapmadan başı boş bir şekilde yapılan karkas et ve canlı hayvan ithalatıdır. Geçen sene, kg’ı 1,20 TL civarında dane mısır alımı yapılmış olup bu sene devletimiz kg’ı 1,15 TL mısır alım fiyatı belirlemiştir. Piyasada mısır alımı 1,05 TL’ye kadar gerilemiş olup daha da düşmektedir. Düşmesinin sebebi de çiftçimiz mısır hasadı yaparken Bandırma Limanı’na binlerce ton mısır ithal ederek çiftçimizin ürettiği mısırın para etmemesinin tek sorumlusu mısırı ithal eden birkaç önemli kişiye izin verenlerdir” denildi.

-Parayı aracılar kazanıyor
Ayçiçeği fiyatlarına da dikkat çekilen deklarasyonda “İlçemizde geniş kapsamlı ekilen ayçiçeği ürününün geçen yılla aynı fiyata satılması, çiftçimizi mağdur etmiştir. Girdi maliyetlerinin bu kadar çok arttığı bir dönemde tüm ürünlerde fiyatların daha da geriye gitmesi hepimizi hayretler içerisinde bırakmıştır. Hangi konuya bakarsak bakalım, çiftçimiz hep mağdur haldedir, ne yetiştirirse yetiştirsin, çiftçimiz ne hayvancılıktan ne de tarımdan para kazanmaktadır. Yanlış tarım politikaları yüzünden çiftçimizin cebinde olması gereken parayı aracılar ve ithalatçılar kazanmaktadır. Neredeyse yüzde 90 oranında çiftçilerimiz bankalara veya başka kurumlara borçludur. Ellerindeki ürünlerin para etmemesi çiftçimizi daha çok bankalara veya başka yerlere sürüklemektedir. Bu sorunların çözümü başta çiftçilerimizin borçlarını erteleyerek ve girdi maliyetlerini düşürerek başlanmalıdır. Ürün ithalatına son verilmelidir ve çiftçimiz üretime teşvik edilmelidir. Eğer hala ürün ithal edilecekse, çiftçimizin hasat zamanında değil, hasat bittikten sonra ne kadar ihtiyacımız varsa o kadar ithal edilmelidir. Şu an milyonlarca ton kırmızı etimiz soğuk hava depolarında beklemektedir. Çiftçimiz besi hayvanlarını kestirecek yer bulamamaktadır. Bunlar hep yanlış ve plansız tarım politikalarından kaynaklanmaktadır” ifadesi kullanıldı.

-Tarımı çiftçimizi latletmeyin
Deklarasyonda şunlara dikkat çekildi “Bölge halkımızın geneli tarımla uğraştığı aşikâr olup çiftçimiz para kazanamadığı için esnafımız da para kazanamaz hale gelmiştir. Çiftçimiz para kazanamaz halde olduğu için alım gücü de çok aşırı düşmüştür. Bu da bölge esnafımıza yansımıştır. Lütfen beyler, birkaç kişiyi zengin etmek için çok büyük öneme sahip olan Türk Tarımını ve çiftçimizi katletmeyin. Biz çiftçiler, üreticiler yatırım yaparak büyüme değil de yerimizde durup kendimizi koruma derdine düştük. İlçemizde tarımla uğraşan çiftçi ailelerinin zor durumda olmaları yukarıda isimleri olan kurum başkanları olarak bizleri ve üyelerimizi de etkilemektedir. Kamuoyuna duyurulur”