" />
Bandırma Emekçi Kadın Platformunun 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü çağrısıyla Cumhuriyet Meydanında bir araya gelen kadınlar, şiddete karşı mücadele çağrısında bulundu. Basın açıklaması Emekçi Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Alev Akbaba tarafından okundu. Akbaba “Biz kadınlar 25 Kasım 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatörlüğe direnen Mirabel kardeşleri anmak ve bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız.” dedi.
-Kadın kimliğine yönelik saldırılar arttı
Akbaba “Kadınların her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalmakta siyasal iktidarlar, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir. Dünyada ve ülkemizde milliyetçi muhafazakâr iktidarlar, pandemiyi de fırsat bilerek kadın kimliğine dönük saldırılarını arttırmışlardır. Yasal düzenlemelerle çocuğun cinsel istismara maruz kalması durumunda somut delil aranması, evlilik yaşının düşürülerek çocuk yaşta evlikleri yasalaştırma çabaları, 5. yargı paketiyle” icra yoluyla çocuğu görme devri artık bitiyor “diyerek çıkardıkları çocuğun yararını ve kadının güvenliğini gözetmeyen değişiklikler kadın ve çocuk düşmanı uygulamalara devam etmelerinin bir sonucudur” şeklinde konuştu.
-Kadınlar akıl almaz yöntemlerle katledilmeye devam edilmektedir
Akbaba “İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshinden sonra şimdi de 6284 sayılı yasa gibi şiddeti önlemede etkili yasal kazanımlar hedef gösterilmekte ve eril yargının cezasızlık politikası kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır. Bu cezasızlıktan güç ve cesaret alan erkekler “gücüm yettiği için hedef aldım” diyebilecek cürette ve biz kadınları akıl almaz yöntemlerle katletmeye devam etmektedir. Eril yargı erkekleri korurken, kadına yönelik şiddette, LGBTİ+ lara yönelik nefret cinayetlerinde ve çocuk istismarında cezasızlık uygulanmaya devam etmektedir. Erkeklerin uyguladığı her türlü şiddete cezasızlık ile kadınlara yönelik şiddet desteklenirken, kadınların kendi hayatlarını savunması en ağır biçimde cezalandırılmaktadır” ifadesini kullandı.
-Mobing ve işten çıkarmalar hız kesmeden devam etmektedir
Akbaba devamında şunları söyledi “Kadınların varlığını yok saymak, aşağı görmek, toplumsallığını yerle bir etmek için her türlü gericiliği din kisvesi altında hayata geçirmeye çalışan sürekli olarak kadın kazanımlarına saldıran, kadın emeği ve yaşamı üzerinde denetim kuramaya çalışan iktidarın kamusal alanı dinselleştirerek, Türk-İslam sentezli bir kamusallık yaratma hevesi de her fırsatta açığa çıkmaktadır. Kayyum zihniyeti bugün de Boğaziçi Üniversitesi’nde kendisini göstermektedir. Özerk ve demokratik üniversite mücadelesi ve talebi engellenmeye çalışılmakta, kadın çalışmalarına erkekler atanmakta, mobing ve işten çıkarmalar hız kesmeden devam etmektedir. Pandemi boyunca da kadınlar olarak ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakıldık, daha fazla yoksullaşıp, işsizleşip, güvencesiz- kayıt dışı çalışma koşullarında sömürüldük, istihdamdan kopup ev içindeki bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda kaldık. Bu zorlukların yanında kadınlar şiddet ve istismar tehdidi altındayken, çözüm üretmek yerine kadına yönelik şiddeti ve istismarı meşru gören bu anlayışı, ürettiği politikaları ve uygulamalarını kabul etmiyoruz. Biz kadınlar toplumsal alanın her aşamasında varız ve var olmaya devam edeceğiz. Dünya emeğimiz üzerinde dönüyor. Hayatlarımıza ve emeğimize sahip çıkmaya her koşulda devam edeceğiz”.