1. Olağan Bandırma İlçe Kongresi’ne katılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kongreye davet sürecini anlatan Babacan, “Balıkesir’de ilk kadın ilçe başkanımızla görüntülü olarak konuşurken beni kongreye özellikle davet etti. Normalde gerçekten vaktimiz olmuyor ancak günü netleştirdik ve başkanımızın organizasyonuna dahil olduk dedi.” Gittikleri her sokakta her caddede dimdik yürüdüklerini dile getiren Babacan, vatandaşın ilgisinden çok memnun olduğunu da söyledi.
Muhaliflik bilincini eleştirerek partinin kuruluş amaçlarından bahseden Babacan, “Partimizin ilk kurulduğu günden bu yana özgür ve zengin bir Türkiye tasavvuruyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem özgür hem de zengin bir Türkiye istiyoruz. DEVA Partisini kurduk çünkü bu kötü gidişe dur diyecek hiç kimse yoktu. Partimizi kurduk çünkü ülkemizin yarınlarına gidecek bir yol yoktu. İşte o yarınlara gidecek yolu inşa etmek için biz partimizi kurduk. Klasik muhalefet anlayışının bu kötüye gidişi durduramayacağını açıkça gördük. İnsan odaklı bir partiyiz. Tüm politikalarımızın merkezinde insan onuru vardır. DEVA Partisi tüm hakların güvencesidir.” dedi.
Muhaliflik bilincini eleştirerek partinin kuruluş amaçlarından bahseden Babacan, “Partimizin ilk kurulduğu günden bu yana özgür ve zengin bir Türkiye tasavvuruyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem özgür hem de zengin bir Türkiye istiyoruz. DEVA Partisini kurduk çünkü bu kötü gidişe dur diyecek hiç kimse yoktu. Partimizi kurduk çünkü ülkemizin yarınlarına gidecek bir yol yoktu. İşte o yarınlara gidecek yolu inşa etmek için biz partimizi kurduk. Klasik muhalefet anlayışının bu kötüye gidişi durduramayacağını açıkça gördük. İnsan odaklı bir partiyiz. Tüm politikalarımızın merkezinde insan onuru vardır. DEVA Partisi tüm hakların güvencesidir.” şeklinde konuştu. .
Medyanın içinde bulunduğu durumu değerlendiren ve özellikle TRT’ye yüklenen Babacan, teşkilat yapısıyla medya olan bağlılığı azaltmaya çalıştıklarını söyleyen Babacan “Normalde iyi işleyen demokrasilerde, özgürlüğün var olduğu demokrasilerde medya siyasetle toplum arasında önemli bir aracıdır. O aracılık vazifesi zaten medyanın var oluş sebebidir. Ama ülkemizde devletin kontrol ettiği ya da hükümetin havuçla, sopayla yönettiği bir medya kuruluşu var. Televizyonlarıyla, gazeteleriyle sürekli tek taraflı propaganda yapıyorlar. Hatta devletin kanalı TRT şu yanan elektriklerden pay ödüyoruz kendilerine. Evinde elektrik düğmesine basan herkes TRT’ye pay ödüyor. Yerin 200-250 metre derininden su çeken çiftçimiz TRT’ye pay ödüyor. 84 milyonun geliriyle dönen TRT tek bir siyasi partinin propaganda aracı haline gelmiş durumda. Bu adalet değil. Biz ne yapıyoruz? Teşkilat yoluyla mümkün olduğunca o aracılara olan bağlılığımızı aradan kaldırıp direkt vatandaşlarımıza ulaşıyoruz. Bu da bizim için çok önemli bir çalışma alanı.” dedi.
Yoksullukla mücadele kavramına da değinen Babacan, iktidarın bu mücadeledeki eksikliğinden artık gitme vaktinin geldiğini söyledi. Babacan “Ülkemiz ne yazık ki şu anda suç örgütlerinin cirit attığı bir ülke haline geldi. Uzunca bir süredir bunları unutmuştuk. Çete, mafya, suç örgütü kavramları günlük literatürden kalkmıştı. Yasaklarla, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele edeceğiz diye iş başına gelen bir hükümet, bir siyasi parti evrildi, çevrildi, bozuldu ve şu anda ülkeyi yeniden yoksulluğa, yolsuzluklara ve yasaklara mahkum etti. Üç ‘y’ ile bu ülkenin yönetimine talip olanlar, üç ‘y’ ile bu ülkenin yönetimine gelenler, şimdi üç ‘y’ ile gidecek. Bu iş öyle görünüyor.” ifadesini kullandı.