Genel İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Ovalı, Covid-19 küresel salgınına karşı belediye işçilerinin korunması gerektiğini söyledi. Türkiye’de Covid-19’un ilk teşhis edilmesiyle birlikte bir dizi önlemler alındığını anımsatan Ovalı “Ancak çalışma hayatına yönelik yeterli önlemler alınmadı. Covid-19 ile mücadelenin en etkin yolunun evde kalmak ve teması kesmek olduğu ortadayken, aklın ve bilimin gösterdiği bu yol tam anlamıyla uygulanmıyor. Alınan karantina ve izolasyon önlemlerinden çalışanlar muaf tutuluyor. Milyonlarca işçi işe gitmek zorunda bırakılıyor. Bu nedenle Covid-19 ile mücadelede açık bir sınıfsal ayrımcılık yaşanıyor” dedi.
-Belediye işçileri yeterince korunmuyor
Salgın koşullarında zorunlu olmayan işlerde işçiler ölümüne çalıştırıldığını ya da işlerine son verilip açlığa ve ölüme mahkûm edildiğini öne süren Ovalı “Zorunlu işlerde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri yeterince alınmıyor. Belediye işçileri ve aileleri salgına karşı yeterince korunmuyor. Tüm uyarılara ve feryatlara karşın özellikle inşaat, tersane, maden gibi sektörlerde işlere ara verilmiyor ve binlerce işçinin hayatı risk altına sokuluyor.Bundan dolayı da İşçiler arasındaki Covid-19 pozitif oranının ülke ortalamasının üç katıdır ”ifadesini kullandı.
-Belediye işçileri arasında ayrım yapılıyor
Belediye işçileri arasında ayrım yapıldığını öne süren Ovalı “Eşitsiz ve adaletsiz bir şekilde kamuya geçişleri sağlanan işçilerin özgür toplu sözleşme hakları hala askıdadır. Belediye şirket işçilerine hak ettikleri kadro hala verilmemektedir. Bu ayrımcılığı son olarak salgın koşullarında uzaktan ve dönüşümlü çalışmayı getiren yeni çalışma düzenine ilişkin 22 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde de gördük. Belediye şirket işçileri ile kadrolu işçiler aynı hizmetleri yapmaktadırlar. İşçilerin ücretlerinin kaynağı belediye bütçesidir ve kesinlikle ayrım yapılamaz” dedi.
.-Kısa çalışma belediyelere uygun değil
Kısa çalışmanın belediyelere uygun olmadığını dile getiren Ovalı “Kriz dönemlerinde kamu sektörü işsizliğin artmasını önlemek için istihdamın korunması ve hatta yeni istihdam yaratmaya yönelik politikalar izler. Kamusal hizmetler özellikleri gereği kriz dönemlerinde de durmaz, hatta artar ve çeşitlenir. Özel sektör işyerleri kısa çalışmaya başvuruyor, anlaşılır! Peki kamu kaynağı kullanan, ürettiği hizmetler için kar-zarar hesabı yapmaması gereken ve kamu maliyesi kuralları içinde olan belediye şirketleri neden kısa çalışmaya başvuruyor? Belediye çalışanlarının ücretleri belediye bütçesinden karşılanmaktadır. Belediye bütçesinin gelir kısmı büyük ölçüde İller Bankası aracılığıyla ödenen vergi paylarından oluşmaktadır. Salgın döneminde bu paydan kesinti yapılmayacağı da ilan edilmiştir. Bu yüzden kısa çalışma uygulamasının var oluş amacı olan ciddi mali dar boğaz nedeniyle işçi çıkarmanın önlenmesi gerekçesi belediyelerde söz konusu edilemez. Yerel yönetimler 22 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle kamuda çalışma düzeni belirlenmiştir. Kısa çalışma ödeneğine başvuru yapmak yerine bu genelgeye uyulmalıdır”dedi.