Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

“Saçımızı keseceksek kendi gücümüzle kesmeliyiz”

Kırım Türkleri Kültür ve

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Bandırma Şube Başkanlığının Santral Kültür Merkezi’nde düzenlediği “2014 Rus işgalinden sonra Kırım’da yaşananlar” konulu konferansta konuşan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, “Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesindeki en büyük sebep Karadeniz’deki hâkimiyet ve Karadeniz’den Akdeniz’e yapacağı operasyonlar için sağlam bir üs ihtiyacıdır” dedi.

-Rusya, Kırım’ı işgal etmesinin faydası Suriye savaşında gördü

Kırım’ın, Ukrayna’ya kalmasını Rusya hiçbir zaman kabul etmediğinin altını çizen Karatay “Karadeniz donanmasını, anlaşma ve ekonomik gücünü kullanarak Kırım’da, Sivastopol’da, Akyar’da tutuyordu. İşgalden sonra ve işgal zamanında da birçok askeri birlikler yığılmıştı ve halen daha yığılmaya devam ediyor. Kırım, 26 bin kilometrekarelik bir yarımada. Coğrafi, fiziksel özelliklerine baktığımızda hem donanma hem de hava üssü oluşturmak için çok elverişli bir konumda. Kırım’ı işgal etmesinin faydasını da Suriye savaşı esnasında gördü. Suriye’ye yaptığı bütün silah sevkiyatını ve teçhizatını, askeri araçları Kırım üzerinden, boğazlardan geçirerek Akdeniz’den Suriye’ye nakletti. Bugün Akdeniz’de bir Rus donanması ve Rusya varlığından söz ediliyorsa, bunu Kırım’ın işgali ve Kırım’ın çok önemli bir askeri üs olarak kullanmasına borçludur” ifadesini kullandı.

 

-Nükleer füzeler işgalin ardından tekrar Kırım’a taşındı

Rusya’nın Kırım’ı hızla Ruslaştırmaya ve 26 bin kilometrekarelik askeri üs bölgesi haline getirmeye devam ettiğinin altını çizen Karatay “1994’te Budapeşte’de bir memorandum imzalanmıştı. Bu anlaşma ile Rusya Ukrayna’nın sınırlarını tanımış, buna karşılık da Ukrayna’nın elindeki nükleer başlıklı bin yüz tane füze Rusya’ya nakledilmişti. Bu anlaşmaya da Amerika ve İngiltere garantör olmuştu. O dönemde Kırım’da konuşlanan nükleer başlıklı füzeler sökülüp Rusya’ya götürülmüştü ama işgal ile beraber o nükleer başlıklı füze üsleri Kırım’da hatta ne yazık ki Türkiye’den ithal edilmiş betonlarla, çimentolarla tamir edilip, takviye edilip, hazırlanıp, nükleer silahlar da dâhil olmak üzere sevkiyat devam ediyor” şeklinde konuştu.

-Direnişi canlı tutmalıyız

Bu işgale karşı Kırım Tatarları olarak direnişi canlı tutmaya, uluslararası platformlarda anlatmaya gayret etmeleri gerektiğinin altını çizen Karatay “Bizim Kırım’da yaşananları, Kırım’daki gerçek durumu ve Kırım Tatarlarının ne düşündüğünü bütün dünyaya iyi anlatabilecek mecralara ihtiyacımız var. Özellikle Türkiye ve Türkiye içerisindeki sivil toplum örgütlerinin, aydınların bu konuya bakışları, bu konudaki tavırları bizim için çok önemli. Burada maalesef Rus, Çin ve Amerikan propagandasıyla karşı karşıyayız. Üç büyük emperyalist gücün arasında sıkışmış bir Türk ve İslam dünyası var. Bunların içerisinde Amerika kötüyse Rusya iyidir, Rusya kötüyse Amerika iyidir ya da Çin iyidir gibi bunun birbirleriyle rekabet içerisinde görünen bir algı, bir mantık gelişiyor. Maalesef bunlar bizim için son derece tehlikelidir. “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin her şey Türk için, Türklük için.” diye bizim gençliğimizden beri kullandığımız bir slogan var. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün Türklerin bu slogana, bu fikre sahip çıkmaları; Türk nerede eziliyorsa buna cesaretle ses vermeleri gerekiyor. Bize ne Rus’tan fayda var, ne Amerika’dan fayda var, ne Çin’den fayda var. Biz eğer kendi saçımızı keseceksek, kendi gücümüzle kesmeliyiz” ifadesini kullandı.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Balıkesirspor personeli olan yaklaşık 30
Sıradaki Haber BAN BAN’IN GÜNAHI NE