Spor kulüplerinde taraftarlarla aralarına mesafe koymayan yönetimlerin başarılı olabilmesi mümkün değildir. Çünkü yöneticilerin taraftarlar karşısındaki değeri verdikleri kadardır. Bunun Bandırmaspor’un şanlı tarihinde örnekleri çoktur. Hasan Çakmak’ın başkanlığı dönemde kulüp kaynaklarıyla deplasmana otobüs kaldırmadığı için sahada karşılaştığımız Silivrispor müsabakasında bir grup taraftarın “yönetim istifa” diye slogan attığını, kulüp binası ve girişine sprey boya ile istifa yazdığı spor kamuoyu yakından yakinen bilmektedir. Buna benzer örnekleri çoğaltabilmemiz mümkündür. 2020-2021 futbol sezonunun son haftasında İzmir’de oynanan Altayspor müsabakasında kulüp yönetimi tarafından müsabakaya alınmadıklarını öne süren bir grup Bandırmaspor taraftarının 2.Başkan Adem Yılmaz ile yaşadıkları polemik ve sonrasında müsabakayı Altayspor bölümünde izlemeleriyle de görebiliriz. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Yöneticilerin taraftarlar karşısındaki değeri verdikleri kadardır. Vermediğinizde bir gün Hasan Çakmak’ın yaşadıklarını sizde yaşayacaksınız. Şimdiden uyarması..
-Hem mesleki hemde vicdani sorumluluğumdur
Gazeteciler bazı haberlerinde takdir bazı haberlerinde ise tenkit hakkını kullanır. Bunda mesleki açıdan bir sakınca yoktur. Elbette kulüp yönetimini bu güne kadar yapmış oldukları fedakarlıklardan dolayı tebrik ediyorum. Ancak yönetim kurulunun bu fedakarlıkları, yanlış transfer politikalarından dolayı kulübe getirdikleri mali sorumlulukları da tartışmayacağımız anlamına gelmez. Bu benim basın mensubu olarak hem mesleki, hem de kulüp üyesi olarak vicdani sorumluluğumdur. Bu güne kadar basın toplantılarında sormadığım ve soramayacağım konu hakkında haber ve yorum yapmadım. Buna Gabriel Torje, Lacine Traore ve Mahamadou Ba transferleri de dahildir. Kulüp sosyal medya paylaşımları incelendiğinde bu açıkça görülecektir. Bu transferlerin Bandırmaspor’a getirdiği mali yükümlülükle ilgili sorularımın hala arkasındayım.
-Taraftar kulübün mikrofonu olmuş
Devre arasında kurtarıcı olarak takıma dahil edilen ve bir süre sonra kulüp yönetimi tarafından bu oyuncularla yollar ayrılıyorsa, bunun kulübe getirdiği mali sorumlulukları sormak elbette basın mensuplarının görevidir. Bu sormam benim suçum değil, sormayanların eksikliğidir. Kaldı ki bu soruların muhatabı yönetimdir. Bu güne kadar 3 yabancı transferinin kulübe getirdiği mali sorumluluklarla ilgili yöneticiler tarafından açıklama yapılmazken, bir grup taraftarın bu konuda bordo beyazlı camianın mikronu olmaya soyunmuş olması bana kulüp eski başkanı Erhan Elmastaş’ın “başlar ayaklar, ayaklar baş olmuş” açıklamasını hatırlattı. Yoksa bu böyle olmuşta bizim mi haberimiz olmamış? Kalın sağlıcakla….
YORUMLAR