Bandırma’da taraftar olmak

Taraftarlık, “Hasan gitsin Göksel gelsin” tezahüratı yapmak değildir. Zaten bunu yapanlar taraftar değildir. Bunlar, kulübü ele geçirmeye çalışan ve bu sayede çıkar sağlamaya çalışan azınlığa hizmet eden ve çıkar ilişkileri sayesinde ‘nema’ bekleyen kişilerdir.

Taraftarlığın felsefi içeriği, taraftar olmanın ahlaki düsturlarına ve bunu sağlayan dinamiklere sahip olarak her koşulda takıma sahip çıkmak ve tepkilerini objektif şekilde ortaya koymaktır. Burada kendini taraftar zannedip kendini bazı yönetim kurulu üyelerine adayanları konunun dışında tutmak isterim. Çünkü onları elde edemedikleri sosyal statüyü, buldukları bir kimliği kaybetme kaygısı üzerine objektif eleştirileri bile farklı bir boyuta taşıma gayreti içindeler.

Buda taraftarlar için en büyük tehlikedir. Taraftar konforlarını satarak veya konforu satın alarak kendilerini müşteri konumuna sokmamalı, olması gereken eleştiri ve tepkileri izole etme gayreti içinde olmamalıdır. Sonuçta, mutlu azınlık dışında kulüp için ve haliyle taraftarlar içinde bu büyük bir hüsran olur. Benden söylemesi…..